KAYMAKAM VE SÜNNETÇİ
İnsan yumuşacık cinayetler düşünebilir. Allah’ı düşünebilir. Cenneti, Cehennemi de… Belki Adnan Şenses’in bir şarkısında bahsettiği gibi ‘ben bu dünyaya niye geldim’ diye bir soruda sorabilir… Ya da ne bileyim… Ferhat Göçer gibi takvim yapraklarını sayarken, bombaların yağdığı bir gecede Ahmet Kaya gibi sevişmeyi de yazabilir mısralarına…
Neler yazmayı düşünürken neler yazmaya başladım. Aslında konuyla hiç alakası yok ama bir yerden giriş yapmak lazım değil mi?
Bir şekilde girişi yaptığımıza göre artık gelişme bölümüne doğru devam edebiliriz herhalde…
Geçen Pazar sabahı kalktığımda bir televizyon kanalında ‘Sünnet Davası’ diye bir filme rastladım. Aslında Pazar sabahları pek televizyon izlemem. Daha doğrusu evi genelde otel gibi kullandığım için pek zamanım olmaz. Neyse işte… Bunlar derin mevzu. O filmde ilçenin Kaymakamı ile Sünnetçisi arasında geçen drama komik olaylar anlatılıyordu. İzlerken gülmedim desem yalan olur. Güzel filmdi. Rakı devrilmiş masalarda akşamdan kalma bir baş ağrısı için aspirin gidiydi desem yalan olmaz. O kadar iyiydi yani… Sabah sabah iyi geldi.
Filmi izlerken aklıma bizim Alaplı Kaymakamı Aydın Memük geldi.
Cumartesi günü Kaymakamımız Aydın Memük, İlçe Garnizon Komutanımız Üsteğmen Levent İşcan, Emniyet Müdürümüz İsmail Baş ve Alaplı Gazeteciler Derneği’nin müdavimleri olarak Doğan Bostancı, Hasan Haşıl ve benimde olduğum köy ziyaretleri aklıma geldi. Filmde ki kaymakama baktım, birde bizim kaymakama…
Filmdeki Kaymakam kasabanın sünnetçisine gıcık olmuş, sünnetçide kaymakama… Kaymakam çocuğunu sünnet ettirecek ama sünnetçi ben kesmem diye kasabaya yaygara yapmış. Kasabanın delisi bile kaymakamla sünnetçi arasında ki gerginliği biliyor. O kadar acayip bir film… Kibirli bir kaymakam filmdeki… Koca kasaba da birkaç adam var muhatap olduğu…
Şimdi bizim kaymakama bakıyorum. Biraz abartı olacak belki ama bizim Alaplı’nın maskotu olan Cihan bile kapıyı çalıp girer bizim kaymakamın odasına… Bizim kaymakamda onla oturup muhabbet eder diye düşünüyorum. Yanlış düşünüyorsam Kaymakam Bey düzeltin lütfen!
Konuyu iyice dağıtmaya başladım sanırım… Fazla uzatmaya gerek yok… Kısa keseceğim… Artık sonuç bölümüne geldik sanırım. Paragraf sayısı ve satır aralarında ki boşluklara bakılırsa geç bile girdim sonuç kısmına… Sonuçta kompozisyon bu… Girersin, geliştirirsin, sonuçlandırsın… Sonra da hakim bey çıkar ‘gereği düşünülür’ der…
Evet. Gereği düşünüldü… Devlet erkânı Cumartesi günü köyleri gezdi… Vatandaşın sorununu dinledi… Geçmişte benimde zaman zaman eleştirdiğim Alaplı Kaymakamı Aydın Memük, beraberinde Jandarma Komutanı ve Emniyet Müdürü ile ‘devlet burada’ dedi… İyi de yaptı…
Köylü, işçi, vatandaş devleti yanında gördü… Devlette onların sorunlarını… Artık bu yazının bitme zamanı geldi… Lisedeki edebiyat öğretmenim bu konuyu bu kadar uzattığımı görse, duysa hatta konuya girerken sanatçıların şarkılarından bahsettiğimi görse belki kızardı bana ama bir yerden girmek lazım konuya… Köylü, işçi, vatandaş devleti yanında gördü… Devlette onların sorunlarını… Umarım hep böyle olur…