POSBIYIK, BU BİLE BİLE LADESTİR
Saat 13.30’da başlayan ve çok sayıda basın mensubunun takip ettiği toplantıda, Gülüç Beldesi’nin 1982-1987 yıllarına ait imar planından kesitlerin yer aldığı bir pano önünde konuşan Belediye Başkanı Halil Posbıyık sözlerine; “Bazı gerçekleri kaçırmamak ve o gerçekleri gündemde tutmak lazım. Bazı olaylar vardır tesadüfen olur; ama bazı olaylar da bile bile ladestir.”, cümleleriyle başladı.
“BİLE BİLE LADES !”
Karadeniz Ereğli’de de ihmalden doğan bazı yanlışlıkların meydana geldiğini, bunlardan birinin de Gülüç Beldesi’ndeki toprak kayması olayı olduğunu ifade eden Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık; “Bu kayma olayı bereket versin gece saatlerinde ve karayolunda araç geçmediği bir saatte oldu. Allah’a şükürler olsun can kaybı yok. Bu büyük bir şans. Ama burada çok büyük facialar da yaşanabilirdi. Bu olaya sadece afet, diyemezseniz, derseniz günaha girmiş olursunuz. Bu, göz göre göre olmuş bir olaydır. Daha önce de buralarda kaymalar oldu.”, dedi.
ESKİ İMAR PLANI İLE İLGİLİ BİLGİ VERDİ
Heyelanın meydana geldiği alanın jeolojik bir alan olduğunu kaydederek, Gülüç Beldesi’nin 1982 yılındaki imar planı hakkında bilgiler sunan Başkan Posbıyık sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Peki neden oldu bu böyle? Gülüç, 1982 yılında Karadeniz Ereğli Belediyesi’ne bağlıyken, hazırlanan planda, bugün Kirazlar Otel’in olduğu yer ve onun yanı olduğu gibi, jeolojik açıdan sıkıntılı olduğu için olduğu gibi park alanı olarak ilan edilmiş. Ereğli-Alaplı karayolundaki 40 metrelik alan bu kapsama alınmış. Tam o zaman, inşaat yapılamayacağı belirtilmiş bu alanda. Ancak Gülüç belde olduktan sonra hemen bir imar tadilatı yapılmış. Aynı alan, 8 katlı inşaatlara bile izin veren bir iskan sahası haline getirilmiş. Buradaki park alanı, yola 40 metrelik yakın yeri rant sahası haline getirmiş. Yetmemiş, 8 katlı binalar için ruhsat açmış. Bu affedilir bir olay mıdır? Buna kader diyebilir misiniz? Böyle bir kader olur mu? Bu alana bir sürü inşaat yapılırken, bazılarının hafriyatı yapılmış. Sonra da büyük toprak kaymaları olmuş. Evlerinden insanları çıkarmışlar ama, o günden bu güne hiçbir önlem almamışlar bu alanda. Hatta yeni ruhsatlar da verilmeye devam etmiş; aradan bir sene geçmeden de yine büyük bir kayma olmuş. İki ay sonra burada yeniden bir kayma olmayacağını kimse garanti edemez. Çünkü burada hiçbir çalışma yok. Çünkü belediye yok. Belediyenin sadece ismi var; ama teknik personeli yok, itfaiye teşkilatı yok. Kayma konularında ne yapılacağını bilen kimse yok. Orada, imar planlarında yeşil alan olarak gösterilen alanların iskan alanına çevrilmesini önleyecek akıl ve disiplin yok. Belediye Başkanı’nın sık sık parlayan kent olarak gösterdiği demagojik ilanlar var.”
“İLGİLİ MAKAMLARI UYARMIŞTIM.”
Düzenlediği basın toplantısında, Gülüç Beldesi’nin Karadeniz Ereğli’ye bağlanmamasından kaynaklanan sorunlara da işaret eden Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık; “Bu Gülüç Beldesi’nin etrafında bir köy dahi yok. Mücavir alanı, mahallesi yok. Ereğli’nin Alaplı’ya yakın mahallelerine su borusu geçirilecek ama Gülüç Belediyesi izin vermiyor. Kanalizasyon hatları çakışıyor. Parası olmadığı için terfi hatları çalıştırılamıyor, kanalizasyon atıkları tamamen Gülüç Irmağı’na akıyor.”, dedi. Heyelan başta olmak üzere bazı tehlikeleri önceden gördüğü için mart ayında yazdığı bir yazıyla üst makamları uyardığını ancak uyarılarının dikkate alınmadığını ifade eden Başkan Posbıyık konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:
“YA BİRİLERİ ÖLSEYDİ…”
“Bu tehlikeyi gördüğümüz için Gülüç Belediyesi’nin yeniden Karadeniz Ereğli Belediyesi’ne bağlanması için müracaat ettik. Ama üzülerek ifade etmek istiyorum ki valilikten Ankara’ya bu yazıyı sevk ettirmek için çok uğraştık. Sayın Vali Gülüç’ün Karadeniz Ereğli’ye bağlanmasına gerek yoktur; Gülüç kendisi ayakta durabiliyor, diye gerekçesini yazdı. Bakanlık da dosyayı geri gönderdi. Aynı Vali dün de Belediye Başkanı’na bozuk atıyor, buraya iskan verilir mi, diye. Vali değişmedi ki; vali aynı vali. Biz bu durumu valiye anlattık. Yanlış yapıyorsunuz, dedik. Aynı vilayet idaresi, bu kaymada bir insan ölseydi bunun vicdani sorumluluğundan kurtarabilecek miydi kendini? Hala daha o bölgede sıkıntılar var. Fakat Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı bu sıkıntıları ve burada yine felaketler olabileceğini görüyor. 7 Mart günü Valilik ve Kaymakamlık makamlarına bir yazı yazıyor. Çünkü felaketlerin geleceği belli ve 45 önceden ikaz ediyor belediye başkanı. Bugün bir kez daha ikaz ediyorum, gereken yapılmadığı takdirde yeni felaketler gelecek. Orada sadece küçük bir belediye kalsın diye devam ettirilen siyasi anlayış yüzünden orada nasıl felaketler olacağını yine göreceğiz. Ne yazıyorum 7 Mart 2011’de? Aynen şunları yazmışım:
“Zonguldak İli Kdz. Ereğli İlçesine bağlı Gülüç Beldesi, Kdz.Ereğli sınırları içerisinde kalan yedibin nüfuslu, küçük yüzölçümlü bir beldedir. Tamamen Kdz.Ereğli Belediye sınırları içerisinde kalmakta olan Gülüç beldesinin çevresi Kdz.Ereğli Belediyesine bağlı mahallelerle çevrelenmiş vaziyettedir.
Zaten Gülüç Belediyesi’nin hiçbir mahallesi yoktur. Esasen İmar bütünlüğü bakımından İmar kanunun ilgili maddelere göre Ereğli’ye bağlanması gereken belde, ne yazık ki Zonguldak Valiliğinin olumsuz görüşleri nedeniyle engellenmektedir.
Gülüç belediyesinde itfaiye teşkilatı dahi yoktur. Yangın olaylarında Ereğli Belediyesi itfaiyesinden yardim almaktadır. İtfaiye teşkilatları olmadığından, bina ve iş yerlerini itfaiye raporları Kdz.Ereğli Belediyesi teşkilatı tarafından verilmektedir. Mali durumu iyi olmadığından terfi istasyonları çalıştırılmamakta, Kanalizasyon direkt olarak Gülüç nehrine verilmektedir.
Teknik eleman (Mühendis-Mimar) kadrosu yeterli olmadığı için, imar uygulamalarında büyük yanlışlıklar yapılmaktadır. Kod yükseklikleri imara göre verilmemekte keyfe göre verilmektedir.Yasal işlemler yerine getirilmeden kısıtlı alanlara da fırsat verilmektedir. Karadeniz Ereğli sınırları içerisinde bulunan belde, yanlış uygulamalardan dolayı Kdz. Ereğli’nin,genel imar silüetini bozmaya başlamıştır. İmar uygulamaları ruhsatlandırma çalışmalarında çok büyük yanlışlıklar yapılmak suretiyle, Kdz.Ereğli Gülüç Belediyesi İmar silüeti katledilmektedir.”
“BUNLAR BİZDE OLSAYDI BENİ YARGILARLARDI.”
Gülüç Belediyesi’nde teknik eleman olmadığından ruhsat konusunda büyük yanlışlıklar yapıldığını, 3 katlı yerlere 5-6 kat ruhsatı verildiğini iddia eden Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık; “Bana her ay müfettiş geliyor ama Gülüç Belediyesi’ndekiler hala müfettişin nasıl bir varlık olduğunu bilmezler. İktidar partisinin belediyesi olduğu için oraya müfettiş gitmiyor. Yasal düzenlemeler yapılmadan kısıtlı alanlara da ruhsat verilmektedir Gülüç’te. Sit alanlara bile ruhsat verilmektedir. Ta o zamanlarda hem valiliği hem de İçişleri Bakanlığı’nı uyardım yazdığım yazıyla. Bu yazıda Karadeniz Ereğli’nin ve Gülüç’ün imar silüetinin yok olmaya başladığını açıkça ifade ettim. Teftiş istedim; ama gelmiyor bir şey. Bu olanlar Karadeniz Ereğli Belediyesi’nde olsa herhalde beni DGM’ye falan gönderirlerdi.”, dedi.
“Şimdi yetkililere ve bürokratlara soruyorum: “Acaba vicdanınız sızlıyor mu?” Yirmi yıldır belediye başkanlığı yapan biri sizi defalarca uyardı. Size yanlış yapmayın, dedi ama siz hala Gülüç Belediyesi ayakta durabiliyor, diyerek Gülüç’ün Karadeniz Ereğli’ye bağlanmasını engelliyorsunuz. Bugün olan olaylar sizin vicdanınızı sızlatıyor mu? Eğer orada bir ölüm olsaydı, vicdanınız rahat olacak mıydı? İddia ediyorum; önümüzdeki günlerde bir yağmur yağdığında oralarda daha büyük felaketler olacak.”, sözleriyle bürokratlara ve siyasilere seslenen Başkan Posbıyık konuşmasını şöyle sürdürdü:
“GÜLÜÇ HALKI SESSİZ KALMASIN !”
“Bizim de var 110 metrenin üzerindeki alanlarda afet bölgelerimiz. Ama etrafında drenajlar yaptık. Kayaların arasına su girmesini engellemek mümkün değil ancak drenaj yapılarak bu suyu engellemek lazım. Bunun için de güçlü olmak lazım. Belediyenin güçlü olması lazım. Buradan Gülüç halkına sesleniyorum. Çok sessiz ve sakin duruyor Gülüç halkı. Onların adına üzülüyorum. Gülüç’ün Ereğli’ye bağlanmasıyla yeniden bir Gülüç yaratacağız. Gülüç’ün ve Ereğli’nin imar silüetinin bütünlüğü sağlanacak. Gülüç halkının ayağa kalkması lazım. Gülüç Belediye Meclis üyelerinin de pazartesinden tezi yok gereğini yapmaları lazım. Hepsi yargılanacak zaten, ben bunun peşini bırakmam. Gülüç Belediye Meclis Üyeleri’ne buradan çağrıda bulunuyorum: Hem vicdanınız sızlayacak, hem de yargılanacaksınız. Derhal toplanın, kendinizi feshedin ve Ereğli Belediye Belediyesi’ne bağlanma kararı alın. Biz de yarından itibaren Gülüç Belediyesi’ni teslim alalım, beldenin tüm sorunlarını çözelim. Tamamen onların vicdanlarına kaldı konu. Bu yapıldığı takdirde de Karadeniz Ereğli Belediyesi ne gerekiyorsa derhal yapmaya başlar ve Gülüç halkını refaha ulaştırır.”
Düzenlenen basın toplantısında bir gazetecinin; “2014 yılında Gülüç Ereğli Belediyesi’ne bağlanmayacak mı?” sorusuna da yanıt veren Belediye Başkanı Halil Posbıyık; “Valilik müspet bir yazı yazmadı Bakanlığa. Zaten Vali Bey’in de sıkıntısı o. Vicdanen rahatsız. Esasen o da Gülüç’ün Karadeniz Ereğli Belediyesi’ne bağlanmasına yana; ancak birtakım siyasi nedenlerden dolayı Gülüç kendi ayaklarının üzerinde durabilir, diye bir yazı gönderdi bakanlığa. Bu sebeple de dosyamız bakanlıktan geri geldi. Dolayısıyla da bugün itibarıyla 2014’te Gülüç’te Yerel Seçim yapılacak; ama yarın ne olur, bunu bilemem. Bugün yaşananların temelinde Gülüç Belediyesi’nin gücünün olmaması var. Ben de orada belediye başkanı olsam değişen hiçbir şey olmaz belki. Ben uyarıyorum. Allah koruyor. Sayın Vali vicdan azabından dolayı Gülüç Belediye Başkanı’na söylendi geçen gün. Yanlışlıklar yapıyorlar ve dinlemiyorlar beni.”, dedi.
Konuşmasında Zonguldak Valisi Erdal Ata’yı da eleştiren Belediye Başkanı konuşmasının ilerleyen bölümlerinde de şu görüşleri sundu:
“BEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN BELEDİYE BAŞKANI DEĞ,L MİYİM?”
“Vali Bey Ereğli’ye geldiğinde bir kez bile Ereğli Belediyesi’ni ziyaret etmiyor. Başkanım OSB’ye gideceğiz, diye bana telefon etmiyor. Sanki ben Türkiye Cumhuriyeti’nin belediye başkanı değilim. Çünkü ben doğruları söylüyorum. Ben halkın sözcüsüyüm. Gülüç bana bağlı değil ama Gülüç’te yaşayan insanlar da benim insanım…”
HEYELANIN SORUMLULARINI GÖSTERDİ
“…Ben bu felaketin sorumlusu olarak Belediye Başkanı’nı ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nü gösterebilirim. Esas da Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün görevi bu. Ben bunları belediye başkanını suçlamak için söylemiyorum. Ben vatandaşın geleceği için bilgi ve deneyime göre değil siyasi konjöktüre göre hareket edildiğini söylüyorum. Aydın Güngör’ü suçlu göstermek istemiyorum; ama bazı şeyler göz göre göre oluyor.
Gülüç ve Ereğli Belediyeleri aynı partinin olsaydı bugün Gülüç Ereğli’ye çoktan bağlanmıştı. Bu, elimizde bir tane olsun belediye kalsın anlayışının bir işlemi, bir eylemi…”
“BÜYÜK ANADOLU OTELİ’NİN ÇALIŞTIRILMAMASI LAZIM.”
Büyük Anadolu Oteli’nin yangın sistemi yanlış. Bizden rapor istiyorlar. Biz de yönetmeliğe göre bu yangın sistemi ile bu otel çalıştırılamaz, diye rapor verdik ama otel çalışıyor. Hiç kâle aldıkları yok. Açıkça söylüyorum; oyun oynanıyor, oyun. Orada bir yangın olsa Aydın Bey (Güngör) yandı. Yandım gülüm keten helva. Çok büyük tehlikedir bu. Binlerce insanın canı söz konusu olur. Biz büyük yangınlarda otelin yangın sistemi yetersiz kalır, dedik; ama belediye başkanı izin verdi. Felaketler birbirini kovalıyor orada. Belediyecilik yok, teknik ekip yok. Benim şahsi meselem değil bu, insanlar için diyorum bunları. O otelin çalışmaması lazım; ama çalışıyor, çalıştırıyor Aydın Bey. Orada bin beş yüz kişilik düğün yapıyorlar. Bir yangın olsa, bunun sorumlusu kim? Yapılması gerekenler altı sürer diyorlar, sürsün, kapatın diyoruz biz de. İnsan hayatı ile kimsenin oynamaya hakkı yok. Önümüzdeki günlerde daha hırçın beyanatlar verebilirim. Ben halk için kavga ediyorum; kendim için kavga etmiyorum…”
“BİRİNCİ VEBAL BELEDİYE MECLİS ÜYELERİNİNDİR.”
Bugünlerde Gülüç Beldesi Karadeniz Ereğli’ye bağlansa, yapılan imar revizyonu ile silüet tamamlanmış olacak, mükemmel bir iş olacak. Anında da kayma yerlerine gereken drenajlar yapılabilecek. Ben diyorum ki bugün Halil Posbıyık var burada, yarın başkası olacak. Ama Ereğli Belediyesi güçlü bir belediye. Bu bağlanma olsun da Gülüç insanı da mutlu olsun. Bu bağlanma olduğu an Gülüç’teki arazi fiyatları yüzde elli dolayında aratacak. Ama burada Gülüç halkının devreye girmesi lazım. Öncelikle Gülüç halkının seçtiği belediye meclis üyelerinin harekete geçip bir araya gelerek bağlanmaya karar vermeleri lazım. Çünkü onların başı belaya girecek yarın. Aynı zamanda vicdanen de perişan olacaklar. Sadece Aydın Bey koltukta otursun, maaş alsın diye bu olanlara belediye meclis üyeleri göz yumuyorlarsa o belediye meclis üyelerine yazıklar olsun. 2014’ü beklemeden Gülüç’ün Ereğli’ye bağlanmasını sağlamadırlar. Burada birinci vebal Gülüç Belediye Meclis Üyeleri’ndedir. Çünkü Aydın Bey o koltuktan kalkmaz, maaş veriyorlar. Koltuğu da çok seviyor Aydın Bey. Ülkenin parlayan yıldızı Gülüç, demeyi çok seviyor. Ama parlayan yıldızın olduğu yerde oturmuyor benim belediyemin hudutları içerisinde oturuyor.