Belediye ile ruhsat alınmayan binalara yönelik çalışma yapmak için bir araya geldiklerini anlatan Özgen, “Biz 2010 yılında belediye ile bir araya geldik. 2010 yılında dedik ki bizim kuruluşundan bu yana ruhsat almadığımız binalar var, kullanıyoruz. 2002 yılından var, 2005 yılından fabrika içinde var, fabrika dışında var. Tadilat yaptıklarımız var. Bunun bu şekilde devam etmesi bizim vicdanımıza sığmıyor. Biz çünkü hukuka uygun işlem yapmak istiyoruz. Bu şekilde ruhsatsız da çalışmak istemiyoruz. Biz beraber kafa kafaya verelim, sen bir ekip kur ben de kurayım biz bu işi temizleyelim. Ben, vergi vereyim diyorum. Ruhsatımı ver, sana para vereyim diyorum. 2010 yılında belediyeye de belediye ruhsat için 42 dosya gönderdik. Biz bunu temizleyelim dedik. Seçimlere kadar çalışmalar koordineli ve iyi bir iş birliği ile devam etti. Fakat seçimlerde ne olduysa akıl tutulması başladı, seçimden sonra da mühürlemeler yaşandı. Seçimler halkın özgür iradesidir. Halk tercihini kullanmıştır. Bunun yanı sıra 2011’de 19 dosya gönderdik toplamda ise 61 tane müracaatımız var. Burada iyi niyet ile art niyet arasında ince bir çizgi var. Bunu da insanların ayırt edebilmelerini arzu ediyorum. ERDEMİR düşmanlığı oluşturmanın kimseye faydası olmaz” dedi.

ERDEMİR olarak hiçbir zaman işten çıkarmak, ekmekle oynamak gibi hedeflerinin olmadığını ifade eden Özgen, “Krizi biz grup olarak çok büyük bir başarı ile atlattık. Biz Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden tebrikler aldık. Bize bu işi nasıl başardınız diyorlar. Türkiye’de ilk defa uygulanması itibariyle yüzde 35, 16 ay boyunca ben dahil tüm personelimizin maaşında indirim yaptık. Burada amacımız maaş güvencesi idi, iş güvencesi idi, ne bizim grubumuzun, ne benim, ne çalışma arkadaşlarımın ne de sendikanın ekmekle oynamak ve işten atmak gibi bir hedefi yok, biz alın terinin de ekmeğinde ne olduğunu biliriz” dedi.

ERDEMİR olarak üzerlerine düşen görevi şimdiye kadar yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini belirten Özgen, “Bizim en büyük fedakârlığımız biz 2010 yılının başından bu yana belediyeye ile yaptığımız anlaşma halka hizmet olsun diye yaptığımız anlaşma ile suyu yeniden ücretlendirdik. Şu anda olduğu suyun metreküpünü 32 kuruştan veriyoruz. Yılda 5 milyon metreküp su sağlıyoruz. Belediyenin ise 2011'in 7 ayında ERDEMİR'e ödediği ve halka sattığı fiyat farkından oluşan karı 4,7 milyon liradır. Şimdi bu bizim verdiğimiz hizmet değil de nedir? 2006’dan beri bölgeye karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. 2006’da göreve gelir gelmez, sahil bandındaki yelken kulüp ve polis evi inşaatlarını yaptık. Bu bir tesistir. 2007 yılında Alemdar Müze Gemisi’ni yaptık. Başkalarının da payı olabilir ama bunlar büyük rakamlar ve büyük pay bize ait. 2007 yılında Ereğli’de tek tek futbol sahasını ERDEMİR stadını çimlendirdik. Spor tesisleri yapıyoruz. Kapalı halı saha yapıyoruz. Ereğli Lisesi’ne konferans salonu yapıyoruz. Bunlar her yıl yapılan şeyler. ERDEMİR’deki her taşın altında 1965’den beri çalışan insanlarımızın büyük emeği var. Bu şirket kolaylıkla dünya şirketine dönüşmedi. Gurur duymamız gereken bir tesis. ERDEMİR Düşmanlığı yaptırmayın, yaptırtmayın. Bu tesise sahip çıkalım, yatırımlarımız var. Gençlerimiz, çocuklarımız buradan ekmek yiyecek. Bir ERDEMİR daha var mı” dedi.