Alaplı

FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM ELİMİZİ UZATALIM

FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM ELİMİZİ UZATALIM

Yaşadığımız Dünyada ve yaşadığımız Ülkemizde,ilimizde,ilçemizde,köyümüzde,mahallemizde yardım'a Muhtaç fakir ve muhtaçlarımıza yardım ellerimizi uzatmalıyız.Olan,olmayan'ı örnek almalı şükretmeli. Bizler Rabbimize hamdolsun yaşayan insanlar olarak,ayağı olmıyan bir insanı gördüğümüzde ayağımızın kıymetini bilmeliyiz.Sözün kısası uzuvlarımızdan aynı uzvu olmayan bir insanımızı gördüğümüzde sahip olduğumuz uzvumuzdan dolayı yüce yaradanımıza şükretmeliyiz.Soframızda taze ekmeğimi,güzel mis kokan çeşit,çeşit yemeklerimizi gördüğümüzde şükretmeliyiz,şu anda bu nimetleri bulamıyan insanların varolduğunu hatırlayıp yüce mevlamıza vermiş olduğu nimetlerden dolayı şükretmeliyiz. Değerli Dostlarım bu köşe yazımda bir insanın sahip olduğu tüm uzuvlarının,sağlığının,aldığı nefesinin,elinde ve önünde bulunan nimetlerin kadrini,kıymetini,bilemeliri için,bu köşe yazımı kaleme aldım.Bizleri yaradan,her çeşit nimetleri veren bizlere ikrameden yüce mevlamıza hamd etmek için bu yazımı yazdım. Değerli dostlarım merhum Nasrettin Hocanın bir hikayesini anlatacağım,Hoca bir gün ağaçtan düşmüş,Hocanın kaburga kemikleri,kolu ve ayağı kırılmış.Çevreden görenler hemöen yetişmişler Hocam geçmiş olsun hemen bir hekim çağıralım,demişler,hocayı kaldırmaya çalışmışlar hoca başlamış ağlamaya durun ellemeyin acıyor, hiç bir tarafını tutturmuyormuş.Hoca dostlar benim hiç bir tarafımı tutmayın,ellemeyin,hekim çağırmayın.Bana benim gibi ağaçtan düşmüş birisini çağırınız o ağaçtan düşen zat beni nasıl kaldıracağını,acıtmadan neremden ne şekilde tutacağını çok iyi bilir.Benim derdimden hekim anlamaz,benim derdimden ağaçtan düşer demiş. Değerli dostlar bu hikayeleri günümüzde canlı olarak yaşamaya başladık,her tarafımızda fakir ve yoksullar,bunun kanıtı dağıtılan kömürler değilmi,gıdalar değilmi,okullarda yapılan yardımlar değilmi bunun nesiyle övüneceğiz,allah korusun öyle bir duruma geldikki yeşil kartlıya,fakir ve muhtaçlara yaptığımız yardımlarla övünür duruma geldik.Yüce mevlam bizleri kıtlık ve yoksullluktan korusun.Bununla ilgili aşağıda örnek hadislerle yazımı denvam ettirdim. - Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Kim müslüman kardeşinin namusunu ve şahsiyetini korursa Allah onun yüzünü kıyamet gününde cehennem ateşinden uzak tutar.” Câbir radıyallahu anh. Tirmizî. - Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Bir kimsenin yanında bir mümin alçaltılıp da ona yardım etmeye gücü yetiyorken yardım etmezse Allah onu kıyamet gününde tüm yaratıkların huzurunda alçaltır.” Sehl radıyallahu anh. Ahmed. - Dedim ki: “Ey Allahın Resûlü! Haksız kayırıcılık nedir?” Şöyle buyurdu: “Zulüm işlemesinde toplumuna yardım etmendir.” Vâsile radıyallahu anh. Ebû Dâvud. -Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem tagged with buyurdu”>buyurdu: “islâm geldikten sonra eski dönemde arap kabileleri arasında başkalarına baskı yapmak amacıyla yapılan dayanışma sözleşmesi yoktur. Ancak islâm eski dönemde ezilenlere yardım amacıyla yapılan sözleşmeleri kuvvetlendirmiştir.” Cübeyr radıyallahu anh. Müslim. - Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez onu yalnız bırakmaz. Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir müslüman kardeşinin bir sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Kim müslüman kardeşinin ayıbını örterse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter.” İbn Ömer radıyallahu anh. Ebû Dâvud. - Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Müminin mümin üzerinde altı hakkı vardır: Karşılaşınca selâm verir. Aksırınca “yerhamükellah” der. Davet ederse davetine gider. Hasta olursa ziyaret eder. Ölürse cenazesinde bulunur. Yakında da olsa uzakta da olsa onun iyiliğini ister.” Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî. - Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Allah insanların ihtiyaçlarını gidermek için bir kısım insanlar yaratmıştır ki insanlar ihtiyaç duyunca onlara koşarlar. işte onlar Allahın azabından güvende olanlardır.” İbn Ömer radıyallahu anh. Taberânî. - Ömer radıyallahu anh Hayberde bir tarla elde etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gelip şöyle dedi: “Ey Allahın Resûlü! Hayberde bir yer edindim ki bugüne kadar onun gibi kıymetli bir yer elde etmemiştim. Onu ne yapmamı emredersin?” Şöyle buyurdu: “istersen onu tut ve istersen vakfet.” Bunun üzerine Ömer onu şu şartlarla vakfetti: “Onun aslı satılmayacak bağışlanmayacak kimse ona mirasçı olamayacak geliri sadece fakirlerin ve yakın akrabaların olacak. Ayrıca köle azat edilmesi için Allah yolunda savaşanlar için ve yolda kalanlar için de sarfedilecektir.” İbn Ömer radıyallahu anh. Buhârî. - Ebû Talha bahçesinde namaz kılıyordu. Dübsi denilen bir kuş bahçeden dışarı çıkmak için uçtu çıkacak yer aramaya başladı fakat bulamadı. Bu Ebû Talhanın hoşuna gitti ve bir an gözleriyle onu izledi. Sonra namazına döndü fakat kaç rekat kıldığını bilemedi. Bunun üzerine bu malım fitneye sebep oldu diye düşünerek Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selleme varıp namazda başına gelen durumu anlattı: “Ey Allahın Resûlü! Bu malım vakıftır istediğin gibi kullanır istediğin yere verebilirsin” dedi.Cenabı mevlam ülke olarak hepimizi el açmaktan korusun,doğal afetle,açlıkla,kıtlıkla,yoksullukla terbiye etmesin.Ülkemizde huzuru,birlik ve beraberliğimiz bozdurmasın.Yardım alan değil,Yardım edenlerden eylesin.KALIN SAĞLICAKLA. Abdullah radıyallahu anh. Mâlik



Yazı için 0 puan verdiniz

Reklam


Haber Yorumu, Bu haber için hiç yorum yazılmamış, ilk yorumu siz yapın!