Demir, mesajında şunları kaydetti: “Osmanlı devleti döneminden 1948 yılına kadar öğretmenliği ayrı bir meslek olarak görmemiş ve düşünülmemiştir. Medrese öğrenimini görmüş olmak öğretmen olmaya eş değerde görülmüş olup, ehil ellere teslim edilmemiş olduğu görülmüştür. 16 Mart ruhu karanlıkları aydınlatmak, ileri çağdaş ve mutlu bir ülke kurmak için seferber olmuş, mücadeleci, milliyetçi, Atatürkçü, dayanışma duygusu yüksek, üretken ve sorgulayıcı bir anlayışla yetişmiş eğitim ordusunun ruhudur. 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı ile hilafete son verilmiş, öğretim birliği sağlandıktan sonra öğretmen yetiştirme birliği ev eğitim konularına önem verilmesi önemi üzerinde duruldu. Yeni okullar açılırken yetiştirilen öğretmenlerden ‘Fikir hür, vicdan hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeyi amaç edinen, akla ve bilime dayalı çağdaş eğitim neferleri olan öğretmenlerimizi yetiştirmeye başladı. Geleceğimizin teminatı aydınlık zihniyetlerin yol göstericiliğini yapan cumhuriyet ve bağımsızlığı sonsuza dek yaşamak yaşatmayı istekli hale gelecek çocuklar yetiştiren öğretmenler yetiştirildi. 1940 yılında köy çocuklarının daha çok tercih edildiği Köy Enstitüleri açılıyor. Köy Enstitüleri mezunları öğretmen demek, köylerde üretim gücünü arttırmak demek, köylerde insanımızın ayakları üzerinde durması demekti. 1954 yılında Köy Enstitülerinin kapanmasıyla öğretmenlerin tabandan kopması anlamına geldiğini görüyoruz. Daha sonra açılan Öğretmen Okulları Köy Enstitülerinin yerini almasa bile arzu edilen önemi koruyordu. Neden ben bir öğretmen okulu mezunu olarak öğretmen olacağım diye girdiğim okuldan dikiş dikmeyi, bahçe çalışmalarını, halk oyunlarını, spor etkinliklerini öğrenerek mezun oldum. Gittiğim köy okullarının lojmanında ikamet ederek öğrendiğim tüm etkinlikleri öğrencilerimle ve velilerimle paylaştım ve öğrettim. Hiç kimseden yardım almadan uygulama cesaretiyle görevimizi yerine getirme başarısını gösterebildim. Ne yazık ki siyasetin beceriksizlikleri de eğitim ve öğretime çelme taktı. Ve bu gün ne Köy Enstitülerinden ne de öğretmen okullarından eser kalmadı. Köy okulları kapatılarak, köy okulları yalnızlaştırılarak sadece köyün muhtarı ve köyün imamına teslim edilmiş oldu. Oysa öğretmenler her fırsatta halkla beraber olmalı,bizler emekli olsak bile 16 Mart ruhumuzu arıyor ve özlüyoruz. Bu duygu ve düşünceler içerisinde 16 Mart Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümünü kutlayarak bütün öğretmenlerin bir bütün içerisinde olmalarını diliyo