Şimdi moda oldu geçmişi ve geçmişteki bürokratları sorgulamak. Bizde bu kapsamda Alaplı’nın geçmişini kalemimizle, haberci terbiyemizle sorgulamak istedik. Bu kapsamda kimseyi rencide etmeden ama gerçeklerle yüzleşerek geçmişi gündeme getireceğiz.
Minik Serçe Sezen Aksu, “Şimdi Bana Kaybolan Yılları Verseler” şarkısını her duyduğumda Alaplı’nın kaybettiği o geri dönülmez yılları aklıma geliyor. Ereğli Belediyesinin santim santim yıllarca atalarımızın bize yadigar olarak bıraktığı sınırlarımızı delerek özelimize girmesi İçimi yakıyor, yüreğim burkuluyor.
Zamanında Alaplı Eski Belediye Başkanı Faruk Çaturoğlu’nun sekiz yıllık belediye başkanlığı döneminde belediye kaynaklarından yapmış olduğu, sitelerdeki taş duvarlar, merkezdeki muhtarlara yapmış olduğu köşk, sahilde denizi doldurduğu alan hizmetleri dilden dile dolanıyor. Kolay değil sekiz yılda Alaplı’ya bu kadar çok önemli hizmetleri kazandırmak. Hakkını yemeyelim! Alaplı Belediyesi Fındık, Kültür, Turizm ve Spor Festivallerini de unutmadık. Bazı Muhtar dostlarım bu yazdıklarımı benimsemese de Çaturoğlu’nun belediye başkanlığı döneminde Alaplı Belediye sınırlarını genişletmek için yaptığı çalışmalar çok yetersizdi. Merkeze yakın köylerdeki gerek muhtarlıklarla gerekse yerel halkla yeterli diyaloga girmediğini düşünüyorum. Zamanında AK Parti iktidarını arkasına almış bir belediye başkanının bunu başarması gerektiğini, vatandaşları ikna edebilecek, onlara hedeflerini düzgün anlatabilme ve inandırma unsurunun “Güven” olgusunu muhtarlara ve vatandaşlarına aşılayamadığı, bu yüzden de yaptığı girişimlerde başarısız olduğu su götürmez bir gerçek gibi görünüyor.
Bu gün geldiğimiz noktada, Kdz. Ereğli Belediyesi tüm sınırları zorlayarak evimizin içine girmiş İncivez altına Ereğli tabelasını dikmiştir. Posbıyık, Ereğli Belediyesinin sınırlarını genişletirken bölge insanına, vatandaşlara sadece güven aşılamış ve bu şekilde ikna etmiştir. Halil Posbıyık, ne ilah, nede ermiştir, hele asla peygamber değildir. Halil Posbıyık insanlara önce güven veren, sonrada hizmet noktasında çalışkan, kalıcı hizmetler bırakan başarılı bir bürokrattır. Komşu belediye bizim sınırlarımızı zorlayarak başarılı olurken; Alaplı Belediyesi AK Partili bir belediye olarak istediği zaman iktidarın tüm imkânlarından yararlanma imkânları var olduğu halde, ilçenin sınırlarını bir metre dahi genişletememiştir.
(AYTEK) Ahşap Yat Tekne Kooperatifi sözde Alaplı’ya Türkiye’nin en büyük yat tersanesi yatırımını yapacaktı. Bundan dolayı bedelsiz deniz dolgu tahsisi aldı. AYTEK Kooperatifinin zamanında kafasını kim karıştırdı, “taşa, başa para verilmez, aklınızı kullanın, size taş da bulurum başta bulurum, ocakta bulurum” diyen zamanın yerel ve genel siyasetçileri kimlerdir, eski Başkan Çaturoğlu AYTEK fiyaskosunun neresindedir, hep merak edilir.
Ereğli ve Akçakoca arasında sıkışan balıkçı kasabası konumundaki Alaplı’yı geliştirmek, büyütmek, sanayileştirmek ve yatırımcıların ilgi odağı olması için bir yol haritasının yapılmadığı, vurdumduymazlık içinde küçük olsun ama benim olsun zihniyeti ile çok değerli yılları kaybettik.
İktidar olmak bizde her sorunu çözmüyor. Fakat ne hikmetse diğer il ve ilçelerde çözüyor olsa da bizler bunu bir türlü ilçenin menfaatleri ve çıkarları doğrultusunda kullanamadık düşüncesi tüm ilçe halkının ortak görüşü ve duruşu olduğu sokaklarda ve caddelerde esnaf ve vatandaşların dilinde dolaşıyor.
Çaturoğlu’nun 1999- 2004 yılları arasındaki muhalefet belediye başkanlığı dönemi Alaplı’da bazı değişiklikleri de beraberinde getirmiş olsa da, 2004 yılı ve sonrasındaki süreçte Alaplı beklediği ve istediği büyük ve gelişmiş ilçe olma beklentisini bir türlü gerçekleştiremedi. Ereğli ve Akçakoca sürekli vites yükseltirken bizde aksine vites düşürdük, çıkar ve menfaatlerle boğuştuk. Çıkar ve menfaatler için Ereğli tersaneleriyle birlikte tahsise çıkan Alaplı Tersaneleri birkaç defa ihalesi iptal edilerek en sonunda yapılamaz durumuna getirildi. Bu gün Ereğli tersanelerinde belki gemi yapılmıyor olabilir ama yarın ne gösterecek belli değil. Bizde ise tersane tahsis yapan bir yatırımcı çivi dahi çakmadı ama ne hikmetse zamanında tabelasını deniz kenarına çaktı. Hep kaybettik ve de hala kaybediyoruz. Geçmişimizden dersler çıkartarak başarının yolunu bulacağımıza inancım tamdır. İnşallah geçmişteki hatalarımızdan ders çıkartır geleceğimizi ona göre belirleyerek yön veririz.. Saygılarımla..