Medya Bölünmüştür.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto, Türkiye'de medyanın bölündüğünü ifade ederek, bunun da 'yandaş medya' ile 'darbeden yana medya' olarak gerçekleştiğini söyledi. Olcayto, medyanın toplumun aynası olduğunu ve onu yönlendirmemesi, aksine bilgilendirmesi gerektiğini ancak Türkiye'de medyanın toplumu yönlendirme görevi üstlendiğinin altını çizdi. TGC tarafından Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nin (MGC) ev sahipliğinde organize edilen 'Yerel Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim Semineri', Suphi Öner Öğretmenevi'nde devam ediyor. Seminer kapsamında 'Gazetecilik Nereye?' başlıklı bir sunum yapan Turgay Olcayto, bugün gelinen noktada Türkiye'de 'bölünmüş bir medya' olduğunu ileri sürerek, söz konusu ayrımın da 'yandaş medya' ile 'darbeden yana medya' olarak yapıldığını anlattı. Bunun dışında amansız bir çekişme, incir çekirdeğini dahi doldurmayacak geyik muhabbetlerinden oluşan programların ekranları kapladığını anlatan Olcayto, bu kavga ve polemiklerin de en çok reyting alan programlar olmasının dikkat çekici olduğunu dile getirdi. Olcayto, "Medya toplumun aynasıdır. Medya toplumu yönlendirmez, bilgilendirir. Ama bizde medya toplumu yönlendirme görevini üstlenmiş durumda. Bu da gelecek için ve gazetecilik için çok büyük bir tehlikedir. Basın özgürlüğü denildiğinde basın çalışanları bunu daha çok kendi özgürlükleri gibi algılıyorlar. Kendilerine dokunulmadığı sürece basın özgürlüğü akıllarına dahi gelmiyor. Oysa basın özgürlüğü; halkın doğru bilgi edinme hakkıdır. Halk bilgilenmezse, o ülkede basın özgürlüğü yoktur. Türkiye'de bugün basın özgürlüğü var. Ancak ben bugün, Türkiye'de halkın doğru bir biçimde bilgilendirildiğine inanmıyorum. Aksine halkta büyük bir kafa karışıklığı olduğunu görüyorum" dedi. Medyada teknolojinin geliştiğini bunun yanında insan faktöründeyse azalma yaşandığına dikkat çeken Olcayto, Türk medyasının teknolojiyi dışarıdan alıp çok büyük yatırımlar yapmasına karşın insan kaynağına olan yatırımdaysa çok geç kaldığını savundu. Yeni eleman arayışındaysa 'ucuz emeğe' dönük çalışmalar başladığını anlatan Olcayto, holdingleşen şirketlerin artık gazetenin halka gerçekleri ulaştıran, haberler veren ve belirli bir işlevi olan kısmını bir kenara bıraktığını öne sürdü. Olcayto, gazetelerin bölünmesine bağlı olarak birinin ak dediğine bir diğerinin kara dediğini vurgulayarak, son olarak yaşanan 'bomba yüklü kamyon olayı'nı örnek verdi. İletişimin, bugün dünyanın en önemli gerçeklerden biri olmasına karşın, Türkiye'de 40'ın üzerinde İletişim Fakültesi olmasınınsa bir lüks olduğunu vurgulayan Turgay Olcayto, gazetecilerin hangi ortamda çalışabildikleri gerçeği göz önüne alındığında da söz konusu fakültelerden mezun olan öğrencilerin, çok ciddi bir işsizlik olgusu oluşturduğunun da açıkça görülebileceğini söyledi. Herkes gibi gazetecilerin de bir ideolojisi olduğunu belirten Olcayto, "Bu demokratik bir haktır ancak gazetecilikte bu meslekle birbirine karıştırılmaz. TGC'nin 3 bin 500'e yakın üyesi var. Bunların bir bölümü sağdan, bir bölümü de sol düşünceden insanlar. Yani her kesimden üyemiz var. Onlar bizim için meslektaştır. Yönetim kurulumuzda tablo böyledir. Siyaset şapkamızı dışarıda bırakırız. İçeri girdiğimiz zaman bizim için önemli olan sadece meslektir. Çalışan gazeteciler için neler yapabileceğimizi tartışırız" diye konuştu.