ZONGULDAK PARLAK GÜNLERİNE GERİ DÖNECEK
ZONGULDAK’IN SORUMLULUĞUNU BİLİYORUZ
Candan, Hizmet etmeye geldiklerini söyleyerek, seçimler bitti diye Ankara’nın bir köşesine kapanma lükslerinin olmadığını söyleyerek şöyle devam etti “Zonguldak il sınırları dahilinde ki her bir metre kare’nin sorumluluğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu sorumluluğun bilincinde olan bir kişinin ne İstanbul’u, ne Zonguldak’ı, ne Devrek’i, ne Filyos’u, ne Çaycuma’yı, ne Ereğli’yi, ne Alaplı’yı ihmal etme lüksü yoktur. Biz bunun bilincindeyiz. Biz buraya hizmet etmek için geldik, hizmet etmek için geldiğimiz bir yerde seçimler bitti diye Ankara’nın bir köşesine kapanma lüksümüz olamaz. Böyle bir şey hiç düşünmedik. Bizim tek gayemiz var Zonguldak’a hizmet etmek. Bu bölgeyi diğer gelişmiş bölgeler seviyesine çıkartabilmek için elimizden geleni sunmak ve var gücümüzle çalışmak. Bizim bu işe başlarken aklımızda ki düşünce halkımızla iç içe olacağız. Hiçbir zaman kapalı kapılar ardında durmayacağız. İnsanlarımızın bize ulaşmasını mümkün olduğunca kolaylaştıracağız. Bu niyetlerle devam etmek istiyoruz”
ZONGULDAK’IN YENİ PLANLARINI ÇİZMEYE BAŞLADIK
Zonguldak’ın 20 yıl sonra nerede olacağının planlarını çizmeye başladıklarını ifade eden Candan şöyle devam etti “Neler değişecek cümlesi çok iddialı olur ama biz Zonguldak’ın bundan sonra ki ileriye dönük yapılan projelerin sonucunda Zonguldak 20 yıl sonra nerede olacak bunların planını çizmeyi düşünüyoruz. Yani bizim bilim adamı olarak akşamdan sabaha günü kurtarma adına işlerle uğraşmamız zaten doğru değil. Bu bizim sadece hızımızı keser. 30 yıl sonra Zonguldak Türkiye’nin neresinde olacak. Zonguldak da kişi başına düşen gelir, işsizlik sayısı, burada ki fabrika ve istihdam olayları ne olacak bunlara proje üretmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla ne değişeceğinin cevabını belki bugün değil de 15–20 yıl sonra almış olacağız. Belki o zaman insanlarımız daha iyi anlayacaktır. Zonguldak’ın aslında çok fazla bir eksiği yok, özellikle yetişmiş insan gücü bakımından bence Anadolu’nun birçok kentlerinden daha ileride. Zonguldak’ın organizasyona ihtiyacı var. Bunlar da zaten bölge milletvekilleri olarak hep beraber çalışıyoruz. Benim için Zonguldak’ın kurtulması açısından en önemli proje Filyos projesidir. Çünkü Zonguldak jeolojik olarak çok zor bir bölgedir, her tarafı dağ. Dolayısıyla endüstriyel Yatırımları çekebilmemiz için insanları cezp edebilecek jeolojik açıdan düz yerlere ihtiyacımız var. Ama bu Zonguldak da mümkün değil fakat Mithat paşa tüneliyle Zonguldak’ı Filyos vadisine bağlayabilirsek 15-20dk’lık bir araç süreciyle işte o zaman Zonguldak yaşanılacak bir kent, Filyos’da çalışılacak bir bölge olur.
ZONGULDAK YAŞAM KENTİ, FİLYOS ÇALIŞMA KENTİ OLACAK
Zonguldak’ı bir yaşam kenti, Filyos’u da çalışma kenti yapmamız gerek diyen Candan” Zonguldak’ın başka çıkış yolu yok. Yani Zonguldak da bir TTK var. TTK’yı biz elimizden geldiğince verimli hale getirmeye çalışacağız ama biz TTK’nın her ne kadar verimini arttırmış olsak bile tek başına Zonguldak’a yetmeyeceğini artık gördük. Bizim Zonguldak’a başka bir çıkış kapısı aralamamız gerekiyor. Bunu da yıllar önce Filyos olduğu görülmüştür. Bizim Zonguldak’ı bir yaşam kenti, Filyos’u da çalışma kenti yapmamız lazım. Bir organizasyona gitmemiz lazım. Türkiye taş kömürünün yaşaması için gereken en önemli unsur oradaki verimliliği arttırmak, yani kişi başına düşen kömür verimini arttırmak, miktarını arttırmak, tıbben teknik açıdan görebildiğim bunu insan gücüyle yapmak orada çalışanlara büyük bir yüktür. Özellikle sağlıkları için eziyet. Bizim hiç kimseyi feda etme lüksümüz yok. Zonguldak Taş kömürünün çıkartılması için gerekli araştırma, geliştirme ve yeni icatların yapıldığı bölge olmalıdır. Yani kömürü en uçta çıkartan sistemi makineye doğru çevirmeliyiz. Modernizasyonu da kapsıyor ama biraz daha ileriye dayalı buna inovasyon demek daha doğru olur.
TTK’YA YENİ İŞÇİLER ALACAĞIZ, TEHLİKELİ YERLERDE MAKİNA ÇALIŞTIRACAĞIZ
Tabi makine elemanlarının yapıldığı, yeni makinelerin icat edildiği, verimin bu yollarla arttırıldığı ve bu makinelerinde bütün dünya’ya satıldığı merkez olmalı orası. Buradaki en önemli unsur bence Üniversiteyle beraber TTK’nın beraber çalıştığı, yeni icatların ve makinelerin yapıldığı yerlerin olması lazım ki buradan katma değer sağlansın. Bunun dışında yapacağımız diğer unsur, işçi sorunu. Bu insanlar kömürün içinde çalışıyor ve insan gücüyle yaptığınız müddetçe verim yine düşük olacaktır. Yine işçi alacağız ama insan sağlığı için tehlikeli olan yerler de makinelerin çalışması lazımdır.
Candan, Filyos’un 8 adet büyük parselinin olduğunu söyledi. Her bir parselin Erdemir büyüklüğünde olduğunu belirterek, enerji kentimi olacak yoksa otomotiv kentimi olacak buna karar vereceğiz dedi. Candan şöyle devam etti “ Çatalağzı’nın özelleştirilmesiyle ilgili bir şey söylemem çok zor. Ben politikaya yeni girdim. Bir bilim adamı olarak benim inandığım bir şey vardır. Devlet yazıyla konuşur. Bu bir kriterdir. Dolayısıyla ben görmediğim yazı hakkında konuşmuyorum. Diğer taraftan Eren enerji termik santraline geldiğimiz de oraya bir yatırım yapıldı. Ben projeleri görmedim ama bunu günün şartlarına, günün teknolojisine uygun yapmışlardır.
Enerji santrali kurulabilir düşünce var ortada. Biz kurmuyoruz. Filyos için çok ayrı bir şey söyleyeyim. Filyos’un toplam 8 parseli var. Her bir parselin büyüklüğü Erdemir büyüklüğünde, çok büyük bir arazi dedir. En küçüğünün dönümü 800 dönüm. Şimdi burası gerçekten bir enerji bölgesi mi olacak, otomotiv sanayine dönük bir üretim merkezi mi yoksa elektronik sanayisine dönük bir üretim merkezimi olacak. Biz bunları bölge milletvekillerimizle baş başa gelip bir karar vereceğiz.
8 parsel için organize dememiz olmaz. Burası Türkiye’de çok yeni ve çok farklı bir yerdir. Bunu biz Köksal Beyle de birkaç defa görüştük. Onun için yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Yeni bir yasa diyor sayın başkanımız. Güzel bir yasa olursa daha mantıklı olur diyor. Kesinlikle katılıyorum. Çok doğru. Endüstri bölgelerinin parselleri bu kadar büyük değil. Ben hukukçu değilim. Ben önüme gelen projeden, o fabrikaların projelerinden anlarım.
TERSANECİLERLE TOPLANTI YAPACAĞIZ
Ereğli’de birinci önceliğinin tersaneler bölgesindeki sorunların olduğunu belirten candan, tersanelerin eski haline gelebilmesi için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını ifade etti. Candan, önümüzdeki hafta içinde tersanecilerle bir toplantı yapacağını belirterek şöyle devam etti “ Önümüzde ki hafta içerisinde tersane yetkilileriyle bir araya geleceğim, çözüm yolları arayacağız. Sonra milletvekillerimizle beraber uygun bir zaman da sevgili bakanımızdan bir randevu isteyeceğiz. Burayı tekrar nasıl hayata geçirebilir, nasıl canlandırabiliriz. Bu konu da tartışacağız. Alternatiflerimizle beraber Başbakanımıza gitmek istiyoruz. Benim Ereğli için birinci önceliğim budur. Tersanelerin eski haline dönebilmesi için elimizden geleni yapacağız.
PROJE ÜRETMEK İÇİN GELDİM
Candan “Geçtiğimiz günlerde Ereğli bir toplantı yaptım. Buranın girişimcilerine iş anlamında belli önerilerimiz oldu. Nasıl daha iyi istihdam sağlayabilirler örnekler vererek anlattım. Bu gibi önerileri zaman zaman girişimcilerimizle paylaşacağım. Tabi ki, bizim işimiz bu, biz bunun için geldik, proje üretmek için geldik. Akıllı yatırımlar nasıl yapılır, Dünya neyi üretiyor, Dünya ne tarafa doğru gidiyor, bizim ne tarafa doğru gitmemiz lazım, bizim güçlü yönlerimiz ne, bölgenin güçlü yönleri ne, zayıf yönleri ne, bunların bir analizini yaparak bizim bu proje içerisinde en akıllı yatırımı belirlemek. Benim görevim onlara bu konu da yol göstermek. Biz onun için buradayız. Bu gibi projeleriniz devam edecek.
Akçakoca’yla Ereğli arasında ki tünellere harcadığımız para ile Ankara-Konya arasına otoban yaptık
Candan, coğrafi şartlardan dolayı Zonguldak’ın ulaşımında ve yollarında sıkıntı olduğunu belirtti. Hizmet edebilmek için bütün olumsuzlukların aşılmaya çalışıldığını ifade eden Candan “ Ankara’da bana dediler ki, Akçakoca’yla Ereğli arasında ki tünellere harcadığımız para ile Ankara-Konya arasına otoban yaptık. Yani o kadar masraflı burası. Bölgemiz zor bir bölge, önümüzde ki süreçte 5 tane daha tünellerimiz var. Zor olması başaramayacağımız manasına gelmez. Bizim amacımız coğrafik konumdan veya diğer konulardan dert yanmak değil çözüm üretmek ve sonuca gitmek. Yani, bizim görevimiz parlak günlere varmayı hızlandırmaktır. Zonguldaklı vatandaşlarımı son olarak şunu söylemek istiyorum. Ben TBMM’de ki yeminden sonra ki tüm hafta sonları buradayım. Her zaman bizi halkın içinde göreceksiniz. Ben ulaşılamaz değilim. Cep telefonum 24 saat açıktır. Bu vesile ile tüm Zonguldaklı hemşerilerime saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum dedi”.