ERÇAL, FINDIK PİYASASINI DEĞERLENDİRDİ
Alaplı ilçesinde Erçal Fındık Firması sahibi iş adamı Sait Erçal, fındık piyasası ve rekolte ilgili değerlendirmelerde bulundu
2012 yılının fındık açısından çok verimli bir yıl olacağını belirten Erçal, “Fındık piyasası 7 bin 200 ve 7 bin 300 liraya kadar yükselmişti. Fakat TMO’nun halka kapılarını açmasıyla birlikte fındık fiyatları geriye vurdu hatta 6 bine kadar fiyatların geri geldiğini hepimiz görüyoruz. Bu aradaki zarar o kadar çok ki TMO bu fındıkları piyasaya arz etmeseydi bu fındıklarımız 7 bin ve 7 bin 500 fiyatları üzerinden hepsi bitecekti. Bu TMO’daki malların erken açıklanması fındığın piyasa değerini çok indirmiştir. Öyle tahmin ediyorum ki TMO’da 88 bin ton civarında fındık kalmıştır. Bu aradaki zarar TMO’daki fındık zararına eş değerdedir. TMO bu durumu 3 ve 4. aylarda piyasaya açsaydı hem vatandaşımız zarar etmemiş olacaktı hem de devletimizin kasasına daha fazla para girecekti. Piyasadaki durumda bu derece gergin olmayacaktı” dedi.
2011 yılında 5-6 milyon dolar fındık ihracatı yaptıklarını belirten Erçal, şunları söyledi: “2011 yılındaki yapmış olduğumuz ihracatlar tabi ki ihtiyaç durumlarına göre bizim ihracat açıklarımız olmadığı için anca 5-6 milyon dolar kadar bir ihracatımız var. Fakat ihracat yapan arkadaşlarımızı desteklemek için bu fındığın zaten yüzde 90 ı ihracata gidiyor. Bizim Ordu Kumru’da ve Zonguldak Alaplı’da olmak üzere iki tane kırma tesisimiz ve entegrelerimiz mevcuttur. Yurt içinde veya yurt dışında damak tadına uygun en leziz şekilde fındıklarımızı üretmiş oluyoruz. Sayılı fındıkçıların içerisinde bizde varız. Fındık dünyasında iş istihdamı da sağlayarak firma olarak bu işi 4 kuşaktan beri üretmiş oluyoruz. Çok güzel ve leziz ürünlerimiz var. Fındık unu, fındık pirinci, fındık ezmelerimiz, fındık kavurmalarımız olmak üzere 24 çeşit mal üretmiş oluyoruz”
Alaplı’dan Çin’e fındık ihracatı yaptıklarını belirten Erçal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer önemli bir konuda ihracat olaylarında Erçal fındık olarak Çin’de televizyonda fındıklarını halka arz ediyor. Alaplı’nın fındığı Çin’de televizyon pazarlamacılığında tanıtılıyor ve yurt dışında pazara açılıyor. Bu bizim için gurur verici bir durum, bu bağlamda hem dünya piyasasına açılmış oluyoruz hem de istihdam zincirine yenilerini eklemiş oluyoruz.Draje fındığımız sadece Avrupa’da değil iç piyasada da çok leziz bir ürün. Zaten tutmaması söz konusu değildir”
Alaplı’da öncelikli olarak yol sorunu yaşadıklarını ifade eden Erçal, sözlerine şöyle devam etti: “Alaplı’daki en büyük sorunların başında bugün tabi ki yollarımız şehre uygun değildir. Çalışmaları pek yeterli görmüyorum. Ancak bu kadar katı düşünmüyorum, zira çetin bir kış geçirdik. Havaların ısınmasıyla çalışmalara başlanacağına inanıyorum. Denizlerimizin ırmaklarımızı kirlenmemesi için kanalizasyon atıklarının başka bir yerde toplanması gerekiyor. Bununla ilgili yetkililerimizin gerekli girişimleri yapmaları gerekiyor”
2012 yılının fındık rekoltesi açısından verimli geçeceğini beklediklerini belirten Erçal,” 2012 deki fındık rekoltesindeki beklentilerimiz koş şartları şimdiye kadar fındık verimi için olumlu gitti. 2010 ve 2011’deki fındık verimine göre, 2012 yılında fındığın bol olmasını bekliyoruz. Karanfil ve çiçek sayımlarına göre; fındık rekoltesinin geçmiş yıllara oranla çok daha fazla olacağı konusunda tahminler var. Nisan’nın ikinci yarısından sonra durum daha da netleşecektir. O sürece kadar don olayları bu beklentileri ne derece etkileyebilir. Bunu takip edip göreceğiz” dedi.
Organik fındık çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erçal, sözlerini şöyle tamamladı: “ Organik fındık tesisi diye ayrı bir tesisin yapılmasına gerek yok. Organik fındık üzerindeki gelişmelerin çok önemli derecelerde artışlar var. Organik ürünlerin yapılması ileriye yönelik bir yatırımdır. Bu işle uğraşanlara da teşekkür ediyorum. Organik ürünlerin üretilmesi için çalışma yapan kişiler bunun şimdi faydasını pek görmeseler de ileriye yönelik bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Fındığın yüzde 10’unu Türkiye tüketiyor. Yüzde 90’ı ihracat yapılıyor. Yüzde 90 ihracat yapılan bir Avrupa ülkesinde kişi başına bir buçuk kilogram fındık düşüyor. Türkiye’de ise bu oran yarım kilograma düşüyor. Alıcıda AB ülkesi olduğu için tabiî ki fındık tüketimi de onlarda birde AB ülkelerinin genelde milli gelirlerinin yüksek olmasından dolayı çünkü bu işi çok daha net bir şekilde önceki getirmiş olduğu kurallarla beraber şimdiye kadar götürülüyor. Ne zaman ki biz fındığımızın tamamını kontrol altına alıp borsasını Türkiye’de kurabiliriz veya Türkiye’de bu durumun tamamen kontrol altına alınması tamamen devletimizin görevidir. Devletimiz ülkemizde çıkan fındığın tamamını kontrol altına alabilirse borsasını da ülkemize kurup bu konular üzerinde değerlendirmeler ve faaliyetler yapılabilir. AB ülkelerinde durum şu şekilde oluyor bir yıl bakıyorsun ki fındık 3 bin lira diğer yıl bakıyorsun ki fındık 7-8 bin lira oluyor. Böyle bir dengesizlik durumunda borsada dışarıya kayıyor. Bugün Amerika’daki bir bademdeki fiyatlar devlet kontrolünde sabit bir fiyata tutunmuş üçü beş yılı dahi sabit fiyatlarla geçirebiliyor. Arz fazlası mal olursa stoklarını alıyor normal ihtiyaç olursa onları pazara sokmaya çalışıyor. Çalışan büyük sanayi sektörlerini de aynı dengede tutuyor. İşin en büyük öz kaynağı bu dengede duruyor”