Alaplı

YAŞAMINDAN UMUDUNU KESEN BABAYA OĞLU HAYAT VERDİ

YAŞAMINDAN UMUDUNU KESEN BABAYA OĞLU HAYAT VERDİ

Alaplı ilçesine bağlı Hasanlı Köyü Merkez Mahallesinde ikamet eden 63 yaşındaki Şevket Uslu, 2009 yılında böbreklerinden rahatsızlandı. Ciğerlerinin su toplaması sonucu ayakları, kolları ve yüzü şişen Şevket Uslu, diyalize bağlı yaşamaya başladı. Böbreğinin yanı sıra kalp ve şeker hastası olan Şevket Uslu, kurtulma ümidinin olmadığını belirterek iki oğlu ve eşinin böbreğini verme isteğini geri çevirdi. Diyalize bağlı yaşamaktan dolayı büyük acılar çeken ve iki oğlunun ısrarları sonucu ikna edilen Şevket Uslu’ya başarılı bir operasyonla 50 yaşındaki oğlu Şaban Uslu’nun böbreği nakledildi. Oğullarının kendisine böbrek nakli konusunda ısrar ettiklerini, kurtulma ümidi olmadığı için bunu geri çevirdiğini belirten baba Şevket Uslu, şöyle konuştu: “Dört sene önce böbrek rahatsızlığına yakalandım. İki oğlum 'baba seni kurtaralım' dediler. Ben ise çok ümitsizdim. Sizin canınızı yakmak istemiyorum, benim artık kurtulma ümidim yok dedim. Ama 4 sene devam ettik. Allah’ın verdiği ömür ne kısalıyor ne de uzuyor. Artık çekilmez hale geldi. Allah kimselere bu derdi vermesin, eşim 'yeter artık ben seni kurtaracağım' dedi, en sonunda karar verdik. Biz, İstanbul Gazi Osmanpaşa Hastanesi'ne gittik. Orada yapılan tetkikler sonucunda eşimde şeker çıktı. Böbreğinin alınamayacağını söylediler. Büyük oğlum Şaban Uslu son durumum hakkında bilgi aldı; hemen İstanbul’a geldi. Hastanede işlemlere başladık. Oğlum böbreğini hiç çekinmeden verdi. Allah’ım ondan razı olsun, Allah herkese çocuklarım gibi bir evlat versin, bugün 21 gün oldu diyalize girmeyeli, çok rahatım, çok iyiyim. Korkacak, tereddüt edilecek hiçbir şey yok, doktorlarımız gerçekten konularında uzman. Onlardan da Allah’ım razı olsun.” Babasının dört yıldan beri böbrek hastası olduğunu ve yaşadığı acılar nedeniyle kendisine böbrek vermek istediklerini ama babasının buna karşı çıktığını belirten Şaban Uslu, şunları söyledi: “Babam 4 yıldan beri böbrek hastası, 4 yıl önceki yaptığımız konuşmada nefesinin zor geldiğini ve konuşamadığına şahit oldum. Neden çünkü ilk defa diyalize başlayacaktı, ciğerleri suyla dolmuştu. Suyunu atamadığından dolayı ayakları, kolları ve yüzü şişmişti ve nefes alamıyordu." Babasının dört yıldır bu rahatsızlığı çektiğini anlatan Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlk izine geldiğimde ailece konuştuk baba seni bu rahatsızlığından kurtaralım dedim. Kendisi, 'ben sizin canınızı yakmak istemiyorum, benim bir hastalığım yok Allah bana ne kadar ömür verdiyse onu yaşayacağım' diyerek istemedi. Biz bunu defalarca söyledik. Biz onu her geçen gün yarı canlı bir şekilde diyalize gönderirken, yarı canlı bir şekilde evine gelirken ona söyledik. En sonunda kabul etti. İnşallah bundan sonraki yaşamı daha güzel olacak.” ORGAN BAĞIŞINA TEŞVİK Ülkede birçok kişinin böbrek ve organ nakli beklediğini ve organ bağışının teşvik edilerek yaygınlaştırılması gerektiğini kaydeden Uslu, sözlerine şöyle devam etti: “Babam çoğu şeyi aşama aşama anlattı. Şu an babam 21 günden bu yana yarım canlı yarım hayatını yaşayan değil, tam olarak hayatını yaşayan duruma geldi. Şu an iyileşme aşamasında, tam hayatına döndüğü zaman doktorumuzun söylediği böbrek naklinden sonra kalbinin de rahatlayacağıydı. Babam, hem kalp hem de şeker hastası, böbreğin çalıştığında kalbinin de rahatlayacağını ve şeker hastalığının üstesinden geleceğini doktorumuz söyledi. Babama böbreğimi vereli 21 gün oldu. Doktorumuz bana, 'normal hayatına dönebilirsin, yalnız 3 ay boyunca ağır spor yapma, ağır kaldırma bunlara dikkat et' dedi. Hiçbir şey için tereddüde gerek yok, karar vermek zor değil, hele yakınlar için, aslında sadece yakınlarımız için değil, bundan sonraki yaşantımızda başımıza gelecek olan olaylardan dolayı sadece böbrek değil teşvik etmek amacıyla diğer organ bağışı da yapmamız ve bu organ bağışlarının yaygınlaştırılması gerekir. Bu bilinçle yaşamamız gerekir." DOKTORLARA GÜVENELİM Hastanede kadavralardan acı çekenlerin kurtulduklarını gördüklerini anlatan Uslu, şöyle konuştu: "Yıllarca diyaliz merkezlerinde acı çekenlerin kurtulduklarını gördük. Küçük çocukların ve ailelerinin bu sebeple nice üzüntülerin ortadan kalktığını gördük. Doktorlarımız bu konuda oldukça titiz bir şekilde ve en sağlıklı bir şekilde bu nakilleri gerçekleştiriyor. Annem böbreğini vermek istedi ama 115 şekeri çıktığı için böbreğini almadılar. Tamamen sağlıklı insanlarda bu nakli gerçekleştiriyor. Doktorlarımıza sonuna kadar güvenelim, onlar bizlerin sağlığı için var.” Babasını böbrek nakli sürecinde uzun süre ikna etmeye çalıştıklarını anlatan Uslu, sözlerini şöyle tamamladı: "Babamla beraber diyaliz merkezlerinde birçok kişinin yaşamını yitirdiğini gördük, babamı diyalize götüren arabalarda yaşamını yitirenler oldu. Artık çekilmez hale gelmişti, en son babamın diyalize gittiği ünitede bir bayan arkadaşının annesine oğlunun böbrek verdiğini ve iyileştiğini duyunca oda eşine yani anneme böbrek naklini kabul ettiğini söylemiş, ama annem şeker çıkınca böbreğini veremedi. Doktorlar babamın sadece bir hastalığının olmadığını kalp ve şeker hastalığı olduğunu söyledi. 'Böbreğini vermeyi istiyor musun' dediğinde ben bunu kabul ettiğimi söyledim. Bu tür olaylarda böbrek ve organ bağışı bekleyenler inşallah bir an önce nakil için gerekli böbreği ve organı bulur sıkıntı çekmezler, bütün temennimiz bu.”



Yazı için 0 puan verdiniz
Doğan Bostancı

Doğan Bostancı

Toplam Yazısı : 95

Gazeteci

Tüm Yazıları


Reklam


Haber Yorumu, Bu haber için hiç yorum yazılmamış, ilk yorumu siz yapın!